Namazda rükû,rükûdan sonra ayakta durma, secde ve iki secde arasındaki oturmanın hakkını vererek, tam bir sukûnet içinde ve yerli yerinde mutmain olarak yapmaya Tadili Erkan denir.
Ta’dil, düzeltmek, kuvvetlendirmek demektir. Erkân ise “rükn” ün çoğuludur. Kelime anlamlarıyla ta’dil-i erkân, rükünlerin yerli yerinde yapılmasını ifade etmektedir.
Allah Teâlâ Kur’an’da, Hz. Peygamber’de hadislerinde namazların gerektiği gibi kılınmasını özellikle belirtmiştir. Kur’an, namaz kılmayı ifade için “namaz kılmak” anlamına gelen “salla” fiili yerine “ekame” fiilini tercih etmiştir ki, bu kelime “hakkını vererek yapmak” anlamına gelmektedir. Hz. Peygamber de pek çok hadisinde bu konuyu işlemiştir.
Ebû Hureyre’in rivâyetine göre bir gün Hz. Peygamber mescide girdi. O arada bir adam daha mescide girdi ve namaz kıldı. Sonra Hz. Peygambere gelerek selâm verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: “Dön ve namazını kıl; çünkü sen namaz kılmadın” buyurdu. Bir başka hadisinde Hz. Peygamber: Rükû ve secdeleri tamamlayın” buyrulmuştur. Diğer bir rivâyette de “Rükû ve secdelerinizi güzel yapın” buyurulmuştur.
Teberanî’nin el-Kebr’indeki bir hadise göre Hz. Peygamber namaz kılarken rükûyu tam yapmayın, secdeye de yatıp kalkan bir adamı görünce: “Şu adam bu hal,i üzere ölse Muhammed milleti dışında ölmüş olurdu” buyurdu. Huzeyfe rükû ve secdelerini tam yapmayan bir adamı gördü ve adam namazı bitirince, namazının olmadığını, eğer ölmül olsa, sünnet üzere ölmeyeceğini; bir başka rivâyette de, Hz. Muhammed’in yaratıldığı fıtratın dışında bir fıtrat üzere ölmüş olcağını hatırlattı. Ayrıca Hz. Peygamber ahrette kişinin ilk sorguya çekileceği ibadetin namaz olduğunu haber vermektedir. Eğer namazı düzgün ise felah bulmuş, kurtulmuştur. Eğer namaz konusunda başarısız olmuş ise, hüsrana uğramıştır.
Delâleti zannî olsa da, bu hadislerin bütünü ele alındığında, neredeyse delâleti kat’î gibi görünmektedir. Bu nasslardan yola çıkan İmam Mâlik, İmam Şâfiî, Ahöed b. Hanbel, İmam Ebû Yûsuf gibi fukahanın çoğunluğu ta’dil-i erkanın farz olduğu görüşündedirler. İmam Ebû Yusuf gibi fukahanın çoğunluğu tadili erkanın farz olduğu görüşündedir.İmam Ebu Hanife ve İmam Muhammed’e göre ise, tadili erkan vaciptir.Muhakkik fukaha da bu görüşü tercih etmiştir.Bir gruba göre de tadili erkan vacibe yakın sünnet-i müekkededir.
Ancak İbnül Hümam’ın naklettiğine göre, İmam Muhammed ve Ebu Hanife’nin bu konudaki görüşlerinin Ebu Yusuf’un görüşüne benzediğini bildiren bir rivayeti vardır.Nitekim İmam Muhammed’e rüku ve sücudda itidalin terki sorulduğunda “namazın caiz olmadığından korkarım” diye cevap vermiştir.Tercih edilen ve muteber olan görüş İmam Azam ile İmam Muhammed’e göre tadili erkanın vacip olduğu olduğudur.
Tadili erkanın farz olduğunu söyleyen fukahaya göre bunun terki halinde namaz batıl olur ve tadili erkana riayet ederek yeniden kılmak gerekir.Vacip olduğunu söyleyenlere göre ise sehv secdesi gerekmektedir.
Tadili erkana riayetin ölçüsü rüknler arasında Sübhanallah diyecek kadar durmaktan ibarettir.Buna göre, mesela rükudan doğrulduktan sonra dimdik ayakta durup, en az sübhanallah diyecek kadar beklemek ve daha sonra secdeye gitmek, secdeler arasında da en az sübhanallah diyecek kadar oturmak gerekmektedir.
Hanefilerden bazıları rüku ve secdelerde i’tidale riayet etmeyenin namazını iade etmesi gerektiği görüşündedir.Diğer bazısı da tadili erkanın sehven terki halinde sehiv secdesi,kasten terki halinde ise namazın iadesi gerektiği görüşündedir.
Tadili erkana riayet etmeksizin kılınan namaz,sıfatındaki noksanlık sebebiyle kasır(eksik) edadır.Kasır eda ile ödenmiş yükümlülükteki eksiklik, misli varsa misliyle telafi edilir.Eğer yoksa noksan olanın hükmü sakıt olur ve noksanlıktan dolayı günah terettüp eder.Tadili erkanın misli olmadığından misli ile telafisi mümkün değildir.
Namazda, özellikle rükudan sonra ayakta durma ve secdeden sonra oturma konusunda dikkatli olmak gerekmektedir.Çünkü bunlar hafif olarak hemen geçiştiriverilen yerlerdir.Buralarda hiçbir şey okunmasa dahi, bir tesbiha miktarı susarak durulmalıdır.Bu kadar durulmaz ise, namazı bozulmamakla beraber kişi günahkar olur.
Kaynak=İslam Ansiklopedisi
Bu Yazıya Tepkin Ne Oldu ?