Allah adına yapılan yeminler 3 çeşittir. Bunlar Yemin-i lağv, Yemin-i tamus ve Yemin-i mün’akide kısımlarına ayrılır. Şimdi bunların detaylarını aktaralım.
Başlıklar
Yemin Çeşitleri ve Hükümleri
1-) Yemin-i Lağv
Yanlışlıkla veya doğru olduğu zannıyla yalan yere yapılan yemine yemin-i lağv denir. Bir şey kastetmeksizin “vallahi” diye yemin edilmesi de bu kısma girmektedir. Yine, borcunu ödemiş olmadığı halde ödemiş olduğunu zannederek “Vallahi borcumu ödedim” diye yemin etmesi de bu duruma girer. Bu tür yeminden dolayı kefaret gerekmez. Bağışlanacağı umulmaktadır.
2-) Yemin-i Gamus
Kasıtlı yalan yere yapılan yemine yemin-i gamus denir. Örneğin borcunu ödemediğini bilen bir kişinin “Vallahi ben borcumu ödedim” diye yemin etmesi bu kısma girmektedir. Bu, çok büyük bir günahtır. Böyle yalan bir yemin yurtları viran, yalancıları mahvu perişan eder. Bunun bağışlanması için kefaret yeterli olmamaktadır. Bundan dolayı yalnız tövbe ve istiğfar etmek ve bu yüzden bir kimsenin bir hakkı zayi edilmişse onu yerine getirip helallik almak gerekir. İmam Şafi’ye göre yemini gamustan dolayı da kefaret icap etmektedir.
3-) Yemin-i Mün’akide
Mümkün ve geleceğe ait bir şey hakkında yapılan yemine yemin-i mün’akide denir. Mesela “Vallahi ben yarın borcumu vereceğim” veya “Vallahi ben filan kimseyle konuşmayacağım” denilmesi gibi durumlar buna örnek verilebilir. Böyle bir yemine sadık kalınırsa kefaret gerekmez. Fakat sadık kalınmazsa sözgelimi, ertesi gün borç ödenmezse veya o kimseyle konuşulursa yemin bozulacağından kefaret gerekir. İşte, Hanefi mezhebinde sadece bu tür yeminlere ister zorlanarak, ister yanılarak, isterse de unutarak sadık kalınmamasından dolayı kefaret vacip olur. Zira bunun hükmü kefarettir.
Böyle bir yemin edildiyse buna sadık kalmak gerekir. Ancak sadık kalındığı takdirde yapılması gerekli bir vazife, bir toplum yararı elden kaçırılacak olursa veya bir musibet olacaksa, o halde bu yemine sadık kalınmaması gerekmektedir, ve yemin bozulur, sonra da kefaret verilir. Hak Teala’dan affetmesi dilenilir.
Diyelim ki bir kimse borcunu vermemeye veya babasıyla konuşmamaya yemin etse bu yeminlere sadık kalmaz. Bilakis borcunu verir, babasıyla konuşur, sonra da kefaretini yerine getirir.
Kaynak = Ömer Nasuhi Bilmen – İslam İlmihali
Bu Yazıya Tepkin Ne Oldu ?