Peygamberimiz (s.a.v) hicretin onuncu yılında hacca gitmeye niyet etti. Hac yapacağını da insanlara bildirdi. Bunu duyan Müslümanlar hazırlıklarını yapıp Resulullah (s.a.v) ile birlikte hac yapmak için Medine’ye geldi. Hz. Peygamber (s.a.v) hacca başlamadan önce halka haccın farzlarını, sünnetlerini ve ihramı anlattı. Mekke’ye gitmeden önce gusül abdesti aldı ve Mekke’ye gitmek üzere yola çıktı.
Mekke’ye vardığında Mescid-i Haram’a gitti. Haceru’l-Esved’i selamladı. Kâbe’yi tavaf etti. Namaz kıldı. Safa ile Merve arasında yürüdü. Dört gün Mekke’de kaldı.
Sonra Mina’ya gitti ve Arafat’a yürüdü. Allah Resulü (s.a.v) kendisi ile birlikte bulunan büyük kalabalığa muhteşem bir hitapta bulundu.Veda Hutbesi adı verilen bu hitapta Peygamberimiz (s.a.v) tüm Müslümanların kardeş olduğunu; şeref ve haysiyetinin, hak ve hürriyetinin korunacağını; her türlü sapkınlıklardan korunmak için Kur’an ve sünnete uymanın gerekliliğini; dinin tamamlandığını ve ondan eksik bir şeyin kalmadığını vurguladı.
Resulü Ekrem Efendimiz (s.a.v) 23 senelik peygamberlik vazifesinde çok büyük inkılaplar gerçekleştirdi. İnsanlık onuruna ve ahlakına uymayan pek çok âdeti kaldırdı. Bunların yerine çok kısa bir sürede güzel ahlakı yerleştirdi. Bütün insanlığa ve Müslümanlara hakkın, hukukun ve erdemli yaşamın hükümlerini gösterdi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), Veda Hutbesi’nde tüm insanlığa ve Müslümanlara hayattaki huzuru, saadeti, adaleti, hak ettikleri değeri, aile içi huzuru, toplumdaki düzeni sağlayacak hükümleri bildirdi. İnsan hakları noktasında İslam’ın ne kadar yüksek bir seviyede olduğunu bu hutbe ile gösterdi. Hutbede “Ey insanlar!” hitabıyla bütün insanlığa İslam dininin evrensel prensiplerini bildirdi. “Ashâbım!” ve “Ey müminler!” hitapları ile de sahabilere ve Müslümanlara seslenerek onları imanın gereklerini yerine getirmeye teşvik etti.
VEDA HUTBESİ’NDEN(Hicri 9 Zilhicce 10 / Miladi 8 Mart 632 Cuma)
Hz. Peygamber Muhammed Mustafa (S.A.V.) Allah’a (C.C.) hamd ve senâdan sonra şöyle buyurdu:
Ey insanlar! Bilmiyorum, belki de bugünden sonra burada sizinle bir daha buluşamayacağım. Allah’ın rahmeti bugün sözümü işitip onu iyice kavrayanların üzerine olsun! Benim bu sözlerimi burada bulunanlar bulunmayanlara bildirsin. Olabilir ki bildirilen kimse burada bulunandan daha iyi anlar ve itaat eder.
Ey insanlar! Biliniz ki Rabb’iniz birdir, atanız da birdir. Bütün insanlar Âdem’den gelmiş; Âdem de topraktan yaratılmıştır. Arap’ın Arap olma-yana, Arap olmayanın Arap’a, beyazın siyaha, siyahın da beyaza hiçbir üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük ancak takva iledir. Biliniz ki bu şehriniz Mekke, bugününüz arefe ve bu ayınız zilhicce nasıl mukaddes ve dokunulmaz ise mallarınız ve canlarınız da aynı şekilde dokunulmazdır. Cahiliye Devrindeki her türlü riba (faiz) kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Fakat ana paranız sizindir. Böylece ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz. Kaldırdığım ilk faiz, amcam Abbas b. Abdülmuttalib’in faizidir. Cahiliye Devrinin kan davaları da kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, akrabalarımdan Rebîa b. Hâris b. Abdülmuttalib’in oğlu Âmir’in kan davasıdır.
Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız. Onların namus ve iffetini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Dikkat edin! Sizin kadınlar üzerinde hakkınız olduğu gibi onların da sizin üzerinizde hakları vardır…
Ashabım! Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden saltanat ve nüfuz kurma ümidini ebediyen kaybetmiştir. Fakat size yasakladığım şeyler dışında küçük gördüğünüz şeylerde şeytana uyarsanız bu da onu sevindirir ve cesaret verir. Sözümü iyi dinleyin ve belleyin. Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Bir Müslüman’ın malı, rızası olmadan diğer bir Müslüman’a helal olmaz. Sakın zulmetmeyin. Herkes ancak kendi işlediği suçtan sorumludur. Baba oğlunun, oğul da babasının suçundan sorumlu tutulamaz. Allah her varisin mirastan payını tayin etmiştir. Artık bir varisin diğer mirasçıları mahrum edecek şekilde vasiyette bulunulması helal değildir. Ödünç alınan şeyler sahibine geri verilmelidir. Yararlanılmak üzere alınan şeyler de sahiplerine iade edilmelidir. Borçlar ödenmelidir. Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine iade etsin. Rabb’iniz olan Allah’tan sakının, O’na kulluk edin. Benden sonra küfre ve sapkınlığa düşüp birbirinizin boynunu vurmayın. Benden sonra hiçbir peygamber gelmeyecektir.
Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız takdirde bir daha asla yolunuzu şaşırmazsınız. Bunlar Allah’ın kitabı Kur’an’la peygamberinin sünnetidir. Daha sonra Resulullah (s.a.v.), “Ey insanlar! Yarın beni sizden soracaklar. O zaman ne diyeceksiniz?” deyince ashab, “Allah’ın risaletini tebliğ ettin, görevini yaptın, bize nasihatte bulundun diye şahitlik ederiz” dediler. Bunun üzerine Resulullah şehadet parmağını semaya doğru kaldırdı, sonra da insanlara doğru çevirip indirerek, “Şahit ol ya Rab, şahit ol ya Rab, şahit ol ya Rab!” dedi.
Kaynak = MEB Peygamberimizin Hayatı
Bu Yazıya Tepkin Ne Oldu ?