Kitabın Adı : Safahat
Yazarı : Mehmet Akif Ersoy
Kitabın Kısaca Özeti ve Konusu
Hem şair, hem bir yazar olan Mehmet Akif Ersoy, bir taraftan Sırat-ı Müstakim ve Sebilü’r-Reşad’daki makaleleri, şiirleri, çevirileriyle ve halka verdiği vaazlarıyla halkı toparlamak için ve düşmana karşı birlik beraberlik çağrısı yapılmıştır. Birinci Dünya Savaşı esnasında Osmanlı devletinin ve Arap halkının toplanmasının birlik içinde olması için oldukça gayret gösterdi. Kurtuluş savaşı esnasında Kuva-yı Milliye’den yanlı yazılar yazdı.
Bu esnada Konya ayaklanmasını önlemek amacıyla halka öğüt vermek için Konya’ya gitti . Oradan da Kastamonu’ya geçti, Nasrullah Camisi’nde Sevr Antlaşması’nın iç yüzünü, Kurtuluş Savaşı’nın niteliklerini anlatan coşkulu bir vaaz gerçekleştirmiştir. Bu vaaz bütün her yere dağıtıldı. Meşhur bir Türk şairi olan Mehmet Akif Ersoy, merhametli, şair tabiatının heyecanıyla dalgalanan, milletini ve dinini seven biridir. İstiklal Marşı şairi olması nedeniyle ayrıca ”Milli Şair” ismini de almıştır. Şairin en büyük eseri de safahattır. Toplam 7 kitaptan oluşur. Mehmet Akif Ersoy bu eserinde halka seslenmiş oldukça yalın ve halkın anlayabileceği bir dil kullanmıştır.
Herkes tarafından bilinen safahat, birçok kişinin eline alıp okumaya cesaret bulamadığı bir eserdir. Mehmet Akif Ersoy Safahat’a kârisine seslenerek başlar ;
Bana sor sevgili kâri; sana ben söyleyeyim
Ne hüviyette şu karşında duran eş’ârim;
Bir yığın söz ki, samimiyeti ancak hüneri
Ne tasannu’ bilirim, çünkü, san’atkârım.
Şi’r için “göz yaşı” derler; onu bilmem, yalnız,
Aczimin giryesidir bence bütün âsârım
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizârım!
Oku, şâyed sana bir hisli yürek lazımsa;
Oku, zirâ onu yazdım iki söz yazdımsa
Sözleriyle başlar. Mehmet Akif Ersoy içerisinde ilmek ilmek dokuduğu şiirleri yer almaktadır. Son basımlarında Arapça kökenli kelime ve tamlamaları açıklamak için günümüz Türkçesindeki karşılıkları da dipnot olarak verilmektedir. İlk olarak şiiri anlama ve yorumlama gibi konuları dezavantaj gibi dursa da bu durum kelime gelişimi için oldukça önemlidir.
Safahat‘da yer alan şiirlerin pek çoğu manzum şekilde yer alır en ünlü şiirlerinden biri de Hasta isimli şiirdir. Mehmet Akif Ersoy, kendine tarz bir üslubu vardır ve görüşü ile şiirleştirdiği Hasta gerçekten yaşanmıştır. Şiirin başında ise “Vaka Halkalı Ziraat Mektebinde Geçmiştir” diye bir not düşülür.
Hasta şiiri, Mehmet Akif Ersoy merhametli ve insanın çaresizliğini küçüklüğünü kelimelerle yakalayabilmek adına en iyi uyumu sunar.
Götür İstanbul’a bir yerde bırak ki; Guraba,
Kimsenin onlara aldırmadığı sırada
Uzanıp ölmeye bir şilte bulurlar orada!Mehmet Akif Ersoy / Safahat/ Hasta
Hasta şiirinin son mısraları ise bu şekildedir.
Bu Yazıya Tepkin Ne Oldu ?